İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, ekonomideki son gelişmeleri ve açıklanan destekleri AA Analiz Masası'na değerlendirdi.
Ekonomide ekim sonundan itibaren faiz indirimleriyle başlayan ve "büyüme, istihdam ve ihracat artışı, düşük cari açık" temeline oturtulan yeni modele geçiş kapsamında adımlar atılmaya devam ederken, süreçte tüm ekonomi aktörlerinin aktif rol alması ve destekleyici tutumu dikkati çekiyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası ekonomiden siyasete kadar tüm alanlarda yeni bir dünya düzenine geçiş ivme kazandı. Ezberleri bozan bu süreç, kendi içinde farklı avantaj ve dezavantajları da gündeme getirdi. En büyük dezavantaj ise azalan tüketim ve sınırların kapatılması sonucu milli gelirlerin daralması, para ve maliye politikalarında rekor düzeyde teşvikler neticesinde de yükselen enflasyon olarak ortaya çıktı.
Türkiye, bu noktada durumu lehine çevirerek üretim merkezi ve tedarik üssü olmak için klasik ekonomi anlayışının dışına çıktı. Bu kapsamda, tüm dünyada yükselen enflasyon karşısında para politikalarında sıkılaşma yoluna gidilirken, Türkiye, önceliği üretim ve istihdamın artırılarak büyümenin sağlanmasına verdi ve yatırımlara ivme kazandırmak amacıyla faizleri indirdi.
Böylece Çin başta olmak üzere birçok ülkenin salgın sürecinde ihracat ivmesini kaybetmesinden doğan fırsatı kullanan Türkiye, ek kapasiteye ihtiyaç duyan üreticilerin yatırımlarını destekleme yoluna gitti. Bu süreçte artan üretim, ihracat ve büyümede rekorlar kırılırken, cari dengede aylık bazda fazla verilmeye başlandı. Muhtemelen 2022'de yıllık bazda da cari dengede fazla verilmeye başlanacak.
Faiz indirim sürecinde yükselen kurun ateşi ise Türk lirası tasarrufları teşvik edici alternatif finansal ürünler geliştirilerek söndürüldü. Klasik anlayıştan farklı olması nedeniyle yeni ekonomi modelinin benimsenmesi sürecinde çeşitli zorluklarla karşılaşıldı ancak hükümetin kararlı tutumu ve açıklanan son düzenlemeler, güvenin tesis edilmesinde ve öngörülebilirliğin artmasında önemli rol oynadı.
Ekonomi yönetiminin uyumlu çalışması ve iletişiminin güçlü olması çok önemli. Ben gelecek dönemde kurdaki istikrarın sağlanması ile güvenin artacağını ve yeni ekonomik modelin pozitif sonuçlarının daha hızlı bir şekilde alınmaya başlayacağını düşünüyorum.
- Yeni ekonomi modele geçişte tüm aktörlerle güçlü iletişim
Yeni ekonomi modeline geçiş sürecinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomi kurmayları aktif rol aldı ve süreci destekledi. Yeni ekonomi modelinin anlatılması sürecinde, iş dünyası, bankalar ve STK'larla da birçok görüşme yapıldı. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ortodoks politikaların aksine faiz indirimlerine başladı. Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki TCMB Para Politikası Kurulu metinlerinde de cari dengedeki iyileşme eğiliminin güçlenmesinin fiyat istikrarı hedefi için önem arz ettiği vurgusu öne çıkarılırken, toplamda ekim ayından bu yana 500 baz puanlık indirimle politika faizi yüzde 14'e düşürüldü.
Maliye tarafında da son dönemde alınan kararlar açısından hareketlilik arttı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin aralık ayı başında göreve gelmesinin ardından henüz 20 gün geçmesine karşın birçok adım atıldı.
Son olarak ekonomi kurmaylarının bir araya gelerek yeni ekonomi modeli kapsamında aldığı kararlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. Bu kapsamda TCMB tarafından ihracatçılara ileri vadeli kur seviyesi verilmesi, Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) devlet katkısının yüzde 30'a çıkarılması, Devlet İç Borçlanma Senetleri'nde (DİBS) stopajın yüzde sıfıra çekilmesi, kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim, temettü ödemelerinde stopajın yüzde 15'ten yüzde 10'a düşürülmesi gibi destekler hayata geçirildi.
Ayrıca, yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla yeni araçlar geliştirileceği, Katma Değer Vergisi'ne yeni düzenleme getirileceği ve kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir oranını şeffaf şekilde her yıl ilan edilecek öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapı kurulacağı bildirildi.
Açıklamalar içinde vatandaş tarafından en fazla karşılık bulan ise "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" ürünü oldu. Gerçek kişilerin TL vadeli hesapları üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranının kıyaslanacağı üründe, hesap yüksek olan oran üzerinden nemalandırılacak. Bu mevduat ürününe stopaj uygulanmayacak.
Tüm bu gelişmeler sonrası kasım ayında yükselişi yüzde 42,6'yı bulan ve aralıkta 18,3674 ile zirvesini gören dolar/TL'nin 10,2520 seviyelerine kadar gerilediği ve yüzde 44'ün üzerinde düşüş kaydettiği görüldü.
Sonuç olarak değerlendirdiğimizde, kurun istikrara kavuşması süreci, güçlü yetkilerle donatılmış Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin göreve gelmesinin ardından yeni ekonomi modelini sahiplenmesiyle hız kazandı. Ekonomide ahengi ve koordinasyonu güçlendirmek görevini de ifa eden Sayın Nebati, hem iş dünyasının hem de ilgili bakanlıkların koordinasyonunda önemli bir görev üstlendi. Şu anda ekonominin tüm birimleri uyum içinde. Bu da vatandaşa ekstra güven veriyor. Yeni enstrümanların da birkaç hafta içerisinde gündeme gelmesi söz konusu olacaktır. Ben ekonomi aktörlerinin uyum içinde ilerlemesinin yeni ekonomi programının başarısına katkı sağlayacağını ve daha hızlı sonuç alınacağını düşünüyorum.
***
[Prof. Dr. Sefer Şener, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]
Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2021, 02:12