ANKARA - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, Türkiye'nin örgütün 190 Sayılı Şiddetin ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesini onaylaması çağrısında bulundu.
Özcan, ILO tarafından İsveç'in mali katkısıyla yürütülen Kadınlar İçin Daha Çok ve Daha İyi İşler Programı kapsamında, çevrim içi düzenlenen Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Deneyim Paylaşımı Forumundaki konuşmasında, şiddet ve taciz sona erdirilmeden kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesinden söz edilemeyeceğini söyledi.
İş yerinde şiddet ve tacizin, kadınların iş gücü piyasasına erişiminin, iş gücü piyasasında kalmasının ve ilerlemesinin önüne geçen büyük bir sorun olduğunu belirten Özcan, şöyle konuştu:
"Çalışma yaşamında şiddet ve tacize maruz kalmak her çalışan için olası bir problem. Bunu sadece kadınlarla sınırlandırmamak gerekir. Maalesef kadınlar iş yerinde şiddet ve tacize daha çok maruz kalmakta. Bu her sektördeki kadın için geçerli. Tarım sektöründe tarlada çalışan bir kadın için de özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışan bir kadın için de şiddet ve taciz önemli bir sorun. Eğitim, sağlık ve üçüncül taraflara hizmet verilen sektörlerde daha yoğun olarak yaşandığını belirtmemiz gerekir."
- "Sözleşme, şiddet ve tacizin insan hakları ihlali olduğunu ortaya koyuyor"
ILO'nun iş yerinde kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için 2019'da 190 Sayılı Sözleşmeyi kabul ettiğini anımsatan Özcan, şunları kaydetti:
"Bu sözleşmeyle birlikte çıkartılan, sözleşmenin nasıl uygulanacağına dair detayları içeren 206 sayılı tavsiye kararı var. 190 Sayılı Sözleşme, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin bir insan hakları ihlali olduğunu ve fırsat eşitliğinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Sözleşme kayıtlı ve kayıt dışı her türlü çalışmaya ilişkin tüm sektörlerde, tüm çalışanlar için fiziksel mekanların ötesinde çalışma yaşamıyla ilgili her yerde uygulanabilecek çok kapsamlı maddeler içeriyor. Aynı zamanda, toplumsal cinsiyetlere dayalı şiddet ve tacizin kadın ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde etkilediğini de tarif ediyor."
- "Türkiye'nin örnek bir model ortaya koyduğunu söylemek mümkün"
Özcan, sözleşmeye göre çalışma yaşamında şiddetin ve tacizin önlenmesi için hükümetlere, işçi ve işveren örgütlerine büyük rol ve sorumluluklar düştüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"2021'de yürürlüğe giren 190 Sayılı Sözleşmeyi bugüne kadar Uruguay, Fiji, Arjantin, Somali, Yunanistan, İtalya, Mauritius, Namibya, Ekvator, Güney Afrika ve Büyük Britanya olmak üzere 11 ülke onayladı. Sözleşmenin onaylanmadığı ülkelerde hem sözleşmenin onaylanması hem de sözleşme rehberliğinde çalışma yaşamında şiddetin önlenmesi için birçok çalışma yürütülüyor. Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de bu konudaki faaliyetler aktif bir şekilde devam ediyor. Türkiye'nin bu konuda dünyaya örnek bir model ortaya koyduğunu da söylemek mümkün. 2019'dan beri işçi ve işveren sendikaları, işletmeler, kadın dernekleri ve kuruluşlar bu konuda çeşitli kampanyalar yürütüyor. İki yıllık süreçte somut gelişmeler oldu. Özellikle sendikalar tarafından konu toplu sözleşmelere eklenir hale geldi. Yine bu konuda iş yeri politikaları hazırlayıp, bunu hayata geçiren işletmeler oldu. ILO sözleşmelerinin üye ülkeler tarafından onaylanması ve bununla birlikte iç hukuka yansıtılarak uygulanmaya konulması çok önemli. Biz Türkiye'nin de ILO'nun 190 Sayılı Şiddetin ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesini onaylaması çağrımızı tekrarlamak istiyoruz."
Programa İsveç'in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, sosyal tarafların temsilcileri ve ilgililer katıldı.
Güncelleme Tarihi: 01 Nisan 2022, 02:36